
Çeşitli hadislerde bildirildiğine göre, dünyanın düzeni abdallarla sağlanır. Tanrı’nın yardımını onlar sağlar, yağmuru onlar yağdırır, düşmanlara karşı savaşta onlar yardım eder ve onların yardımlarıyla zafer kazanılır. Abdallar bu kata, ibadetleriyle değil, cömertlikleri, temiz kalpli oluşları, insanlara öğütlerde bulunmaları, haram yememeleri, kazaya rıza göstermeleri ve Müslüman-lar’a karşı şefkatli davranmaları sonucu erişmişlerdir.
Abdallarla ilgili hadislerin gerçekliği konusunda birçok tartışma olmuş ve Sûfi mezhebi dışında bunların gerçekliğini kesin biçimde benimseyen olmamıştır.
12. yüzyılda “abdal” deyimi daha değişik bir anlamda kullanılmaya başlandı. Özellikle ülkemizde bu sözcük “derviş” anlamında kullanılırken, bazı yerlerde de “serseri ve dilenci derviş” olarak anlam kazandı. İran’da da Kalenderîler bu adla anılırlardı. Anadolu’da, 14. ve 15. yüzyıllarda, “abdal” adı altında Batınî inançları taşıyan bazı derviş toplulukları ortaya çıktı. Bunlara “Rum abdalları” dendi. Yine bu yüzyılda, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Pîr Sultan Abdal gibi bazı şair dervişler kendileri için “abdal” unvanını kullandılar.<