canlı bahis siteleriizmir bayan escortdeneme bonusu veren sitelerhttps://www.ertecongress.org/casino sitelerisweet bonanzacanlı casino sitelerislot sitelericasinoslot oynakuşadası escortmalatya escortbahis siteleri

Hakkında Bilinmeyen

Asansör ne zaman icat edildi





21 Haziran 2019 - 23:38












Eski Roma imparatorlarının sarayların­da, katlar arasında inip çıkan birtakım küçük dolapçıklar bulunurdu. Bu sarayların günümüze dek ulaşan kalıntılarında da görüldüğü gibi, du­varların içindeki boşluklarda inip çıkan ve kat­lar arasında genellikle yemek tepsilerini nak­letmek işinde kullanılan bu dolapçıklar yeryü­zündeki ilk asansörler olmuştu belki de. Ancak şu da var ki, Romalı mimar Vitarius, Milâttan sonra 26 yılında yazdığı bir eserde, Roma’da, Milâttan 236 yıl önce dahi yük kaldırmak işin­de kullanılan birtakım araçların varlığından bahsetmekte idi. Ancak, bunların asansörü andıran araçlar olup olmadığı bugün kesinlikle bi­linmemektedir. Roma saraylarının duvarları içindeki özel boşluklarda iplerin çekilmesiyle aşağı inen veya yukarı çıkan dolapçıkların ise asansörün en ilkel şekli olduğunda fizik adam­ları hemfikirdirler.

Ortaçağda ise buna benzer asansörlerin ma­nastırların duvarları dışında faaliyet gösterdi­ği bilinmektedir. Manastırlara yabancıların gir­melerini önlemek amacıyla dış kısımlarda ku­rulan ve yine iplerinden çekilmek suretiyle yu-karı-aşağı çalışan bu asansörler, manastıra ge­len yük ve erzakın yukarı çekilmesi, içeri alın­ması işinde kullanılırdı.

17. yüzyılın başlarında Velayer adında bir Fransız mimarı, bu aşağıya ve yukarıya doğru çalışan dolaplara yeni bir sistem getirdi. Mimar Velayer, bir karşı ağırlığın yardımıyla denge­de duran ve kolla çevrilmek suretiyle hareket eden bu yeni âletine “uçan iskemle” adını vermişti. Ancak bu iskemle üzerinde insanların de­ğil de yüklerin bulunduğu sırada yerden yuka­rı doğru yükselen bir iskemle idi…





Aradan on beş yıl geçtikten sonra bu ko­nuda büyük bir devrim meydana geldi… Henry Wattermann adında bir Amerikalı, dev bir dolap ortaya çıkararak bunu New York’ta-ki bir binanın iki katı arasına monte etti. Watermann, bu dev dolabın yukarı aşağı hareket etmesinde basınçlı havadan faydalanmıştı. Sı­kışan havanın verdiği basınç gücü ile yukarı çıkan dev dolap, havanın boşalmasıyla tekrar eski yerine iniyordu. Böylelikle insan gücüne ihtiyaç kalmadan ve çok daha ağır yüklerin ra­hatlıkla kaldırılmasını sağlayan yeni bir sistem ortaya çıkmış oldu.

1867 yılında Edoux adında bir Fransız mü­hendisi, Uluslararası Paris Sergisi münasebe­tiyle yeni bir tip yük kaldırma makinesi yaptı ve adını “assenceur-asansör” koydu. Edoux yap­tığı bu makine ile sergiyi ziyarete gelenleri de: yüksek noktalara kadar çıkarıp indirebiliyordu. Fransız mühendisi bu icadını sonraları daha da tekâmül ettirdi ve 1878 yılındaki Paris sergi­sinde ziyaretçileri 62,5 metre yüksekliğe kadar çıkartmayı başardı. Edoux’nun bu enteresan makinesi 1878 Paris Sergisi’nin en enteresan özelliği ve en büyük ilgiyi toplayan köşe si ol­muştu…





İki yıl sonra bu kez ünlü Alman fizikçisi Wer­ner von Siemens yeni bir buluşla ortaya çıktı. Siemens, asansörün çalışmasında elektrik gü­cünden faydalanmayı düşünmüş ve bu esas üze­rinde hazırladığı bir asansör plânını ilk kez 1880 yılında Almanya’nın Mannheim şehrinde açılan sergide tatbik mevkiine koymuştu.

Mannheim sergisini ziyarete gelenler, elek­trik gücü ile hareket eden bu asansöre binip hiç yorulmadan en yüksek noktalara kadar çı­karak bütün sergiyi kuşbakışı seyretmek imkân ve fırsatını buldular.

1889 yılında Paris’te açılan büyük sergide dünyaca ünlü Fransız mühendisi Eiffel, adını ölümsüzleştiren büyük çelik kuleyi kurduğu za­man içine bir asansör yerleştirmeyi de ihmal etmemiş ve bu büyük eserinin asansörünü Siemens’in elektrik gücüyle hareket sağlama esa­sına göre inşa ettirmişti. Eiffel (Eyfel) kule­sine çıkmak isteyenler bu elektrikle çalışan asansör sayesinde büyük bir rahatlık içinde bu­nu yapabilmişlerdi.

1889 Paris Sergisi’nden sonra asansör yalnız tüm Avrupa’ya yayılmakla kalmamış, dünyanın en ücra köşelerine kadar girmişti. İnsanoğlu böylece binaların yükselmesinden korkmamış ve merdiven çıkmak gibi gözünde en fazla bü­yüttüğü bir zahmetten bu sayede kurtulmuştu.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.