Hakkında Bilinmeyen








Her ne kadar muhteşem bir hayatları var gibi görünse de bilinmeyen yönleriyle ne acılar var dedirtecek cinsten.

Ünlü isimlerin aileleri ile yaşadıkları sorunlar
Ünlüler her ne kadar oldukça görkemli bir hayat yaşıyor gibi gözükseler de sahip oldukları aileler ile oldukça zor günler geçirmiş olabiliyorlar. Ailesi ile görüşmeyi reddeden hatta ebeveynlerini öldü kabul eden ünlülerin sayısı hiç az değil. Yaşadıklarına bakınca biz onlara hak verdik. Bakalım siz ne düşüneceksiniz? Para, şöhret, güzellik, yetenek… Hepsi bu insanlarda var. Fakat iyi ailelerde, mutlu mesut bir çocukluk yaşama şansına maalesef erişemediler. Gösteri dünyasının kimi ünlüleri anneleriyle kimi ünlüleri de babalarıyla geçinemiyor. İşte anne ya da babasıyla küsüp kimi sonradan barışan kimi de ömrünün sonuna kadar küs kalmaya yeminli ünlüler

Serenay Sarıkaya’nın annesi ve babası, genç oyuncu henüz çok küçükken ayrıldı. Babası Serenay ve annesini terk edip, başka bir kadınla evlendi.7 yaşından beri görüşmüyorlar. Babasız büyümenin acısını şu sözlerle dile getiriyor Serenay; ”Ben asla karşımda omuzları sarsıla sarsıla ağlayan bir çocuğa arkamı dönmezdim. Özellikle bir kız çocuğunun okul zamanlarında babasız olması büyük bir olay. Şimdi ben o adama baba desem, ölmüş çocukluğumun ruhu sızlar.” Babası başka bir kadınla evlendikten sonra annesi ile Ankara’dan İstanbul’a taşınan Serenay, henüz 13 yaşındayken çalışmaya başladı. Maddi açıdan epey zor günler geçirdiğini söylüyor.





Pelin Karahan’ın annesi ve babası, genç oyuncu henüz 8 aylıkken boşandılar. Yıllarca babasını görmeyen Pelin, 17 yaşındayken annesinin ısrarıyla babasıyla ilk kez görüştü. Sonrasında babasının, kendisinin hangi şehirlerde, nerede olduğunu bilmesine rağmen hiçbir iletişim girişiminde bulunmadığını belirten Karahan, ünlü olduktan sonra gelen buluşma talebi için “zamanlama manidar” dedi.

Bir baba faciası da Ebru Gündeş’ten… Babası bebekken terk etmiş… Klasik ve bilinen bir hikaye. Elbette ki babası kızı ünlü ve zengin olduktan sonra yeniden iletişime geçmek istiyor. Ebru Gündeş bir süre reddetse de, beyin kanaması olayından sonra babasıyla barıştı ve helallik aldı. Ardından babası yeniden televizyonlara çıkarak kızının kendisiyle ilgilenmediğini iddia etti. Gündeş ise Instagram hesabından “Baba olmanın” herkesin harcı olmadığına dair manidar paylaşımlar yapıyor.

Seda Sayan’ın Sinan Engin’le evliliğinden dünyaya gelen oğlu Oğulcan Engin, evliliğe karşı çıktı. Annesinin özel hayatıyla gündeme gelmesinden rahatsız olan Engin, Sayan’a “Sessiz sedasız evlen” diyerek de şart koydu. Öte yandan 31 yaşındaki Oğulcan Engin, annesinin Prag’daki nikahına da katılmama kararı aldı.

Geçtiğimiz aylarda sağlık sorunları ile gündeme gelen sinema oyuncusu Kadir İnanır’ın ablası Zinnet İsmailoğlu hayatını kaybetti. Zinnet İsmailoğlu için dün Eyüp Sultan Camii’nde cenaze namazı kılındı ardından da Hasdal Mezarlığı’na defnedildi. Hürriyet’te yer alan habere göre; cenaze namazına Kadir İnanır katılmadı.

Birçoğumuzun Çarkıfelek programı ile tanıdığı, ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil hakkında yıllar sonra çarpıcı açıklamalarda bulunan Yeşim Erbil, “Eskiden Tan Sineması vardı. Orada yetişkin filmleri oynardı, seks filmi. Benim de canım sıkılmıştı. Annem de abime “Kardeşini sinemaya götürüver” dedi. Abim de beni o filme götürdü. Öyle bir film olduğunu biliyor muydu bilmiyorum. Filmde çıplak bedenler var. Ben de bakmıyormuş gibi yaptım, utanıyorum abimden. Sonra çıktık, sevinçle babama sinemaya gittiğimizi söyledim. Babam Tan Sineması’na gittiğimizi duyunca “Defol git” dedi. Beni yanından kovdu. İkizimizi de azarladı. O anımızı hiç unutamam”

Babalarını çok sert görüşlü bir adam olduğunu dile getiren Erbil, “Babam çok sert, Osmanlı kafalı, değişik bir insandı. Çok güzel özellikleri olmakla birlikte, biz titrerdik. Biri tuvalete girdiğinde sifon sesini duymazsa, oturduğu yerden “Neden sifonu çekmedin?” derdi. Otobüzte bir kadına yer verilmiyorsa dövüş çıkarırdı. Her an bir bomba patlayacak gibiydi evin içinde. Babamın sertliğini birebir yaşayan benim. Nefes alamazdım. Telefon gelemezdi eve. Hep ensemdeydi. Bir şey yaptığım da yoktu ama korkardım. Siz diye hitap ederdik babamıza biz. Lisede “Ben doktor olursam özgürlüğüme kavuşabilirim. Tek başıma yaşayabilirim. Bu baskıdan kurtulabilirim” dedim. Abim de doktordu. Daha üniversite ikinci sınıfta eve gitmemek için haftada 5 gün hastanede nöbet tutmaya başladım. Evleneyim de kurtulayım demedim. Çünkü hiç erkek arkadaşım olmamıştı. Ne ben kimseye bakabilirdim, ne de kimse bana… Ben 27 yaşında evlendim. Neredeyse tohuma kaçacakken… Millet o yaşta aslında çocuk doğuruyor. Annem de baskı yapınca evi terk edip, kendime ev kiraladım. Ama gittiğim yerde de korkuyordum, hayata karşı hiçbir tecrübem yoktu. Aykut ile tanıştım. Biz 25 gün sonra evlenmeye karar verdik. Bana ilk kez arkadaşlık teklif eden insandı. Dört yaş küçüktü benden. 8 ay sonra evlendik, 5 yıl sonra ise boşandık. Hala annesine “Anne” derim, çok severim”





ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ