
Gümrük Birliği Anlaşması Maddeleri
Gümrük Birliği, üye devletlerin kendi aralarında gümrükleri kaldırdığı ve ortak dış gümrük tarifesi uyguladığı serbest ticaret alanı olarak biliyor.
- Söz konusu uygulama ile taraflar arasında malların serbest dolaşımı güvence altına alınıyor ve muhtemel ticaret sapmalarının ortadan kaldırılması için taraflar arasında ortak ticaret politikası tedbirlerinin uygulanması zorunlu hale geliyor.
Taraflar arasındaki ticarette mevcut gümrük vergileri, eş etkili vergiler ve miktar kısıtlamalarıyla, her türlü eş etkili tedbir kaldırılıyor. Gümrük Birliği ile ayrıca, birlik dışında kalan üçüncü ülkelere yönelik olarak da, ortak gümrük tarifesinin uygulanıyor.
Türkiye ve Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET), 1963 yılında Ankara Anlaşması adıyla bilinen bir Ortaklık Anlaşması imzaladı. Anlaşma ile Türkiye’nin kurulacak bir Gümrük Birliği vasıtasıyla AB Ortak Pazarına kademeli olarak girişi için üç aşamadan geçmesi öngörüldü.
1964 yılında başlayan hazırlık dönemi 6 yıl sürdü, 73’te başlayan geçiş dönemi 1995 yılında sona erdi. Nihai manada tam ekonomik entegrasyon (bütünleşme) 1996 yılında gerçekleşti.
AB gümrük alanı 28 üye devlet ve Türkiye’den oluşuyor.
1973 yılında, iki taraf arasında gümrük vergilerinin kaldırılmasını amaçlayan bir Ek Protokol yürürlüğe girdi. AB, Türk menşeli sanayi malları üzerindeki gümrük vergilerini geçiş döneminin başından itibaren kaldırırken, Türkiye’nin AB sanayi malları üzerindeki gümrük vergilerini kademeli olarak kaldırması öngörüldü. Türkiye’nin Gümrük Birliği uygulamasını 22 yıllık bir süre zarfında tamamlaması öngörüldü.
1995 yılında Gümrük Birliği kararı kabul edildi. Buna göre Türkiye, AB sanayi mallarına uygulanan gümrük vergilerini kaldırdı. Karar, 1 Ocak 1996’da yürürlüğe girdi.
Gümrük Birliği, ülkemizin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliği öncesinde geçiş dönemi düzenlemesi olarak yürürlüğe konuldu. Bununla birlikte Gümrük Birliği, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik perspektifinin hala netleşmemiş olması sonucunda öngörülenden daha uzun süre yürürlükte kaldı ve ülkemiz açısından sistemik sorunlar oluşturan bir ortaklık ilişkisine dönüştü.
- Bugün, Gümrük Birliği ile ilgili alanlarda AB’nin karar alma süreçlerinde Türkiye’nin yer almaması, ülkemiz bakımından AB’nin akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmalarının (STA) üstlenilmesinde yaşanan güçlükler ve Gümrük Birliği’nden tam anlamıyla yararlanmamıza mani olan karayolu kotaları konuları sistemik sorunlar haline geldi. Söz konusu hususlara ilişkin olarak Gümrük Birliği kararında hiç hüküm bulunmaması veya mevcut hükümlerin ülkemiz açısından yetersiz kalması bu sorunlara kaynak oluşturdu.
Diğer taraftan, AB son yıllarda akdettiği yeni nesil STA’lar kapsamında tarım, hizmetler, yatırımlar ve kamu alımları gibi alanlarda üçüncü ülkelerle, Türkiye ile olan ortaklık ilişkisinden daha derin tercihli düzenlemeler gerçekleştirdi. Son dönemde, ülkemiz de üçüncü ülkelerle benzer şekilde Gümrük Birliği’nden daha geniş kapsamlı STA’lar müzakere etmeye başladı. En önemli ortağımız olan AB ile ekonomik ve ticari ilişkilerimizi bu yeni akımlar çerçevesinde geliştirmemizde birçok açıdan önemli yararlar bulunduğu değerlendiriliyor.
Öte yandan, Türkiye’nin AB ve ABD arasında müzakere edilen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) sonucu ortaya çıkacak ekonomik blok içinde yer alma hedefi Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecine aciliyet kazandırdı.
- AB ve Türkiye’nin ekonomik bütünleşmesine büyük katkılar sağlayan Gümrük Birliği, yürürlükte olduğu 21 yıllık dönemde günceliğini yitirdi.
Küresel ticaretteki eşi görülmemiş artışla birlikte, AB’nin doğuya doğru genişlemesi ve yükselmekte olan ekonomilerin giderek artan etkisi, Gümrük Birliği’nin yürürlükte olduğu alanlarda değişimlere sebep oldu. Bu faktörler göz önünde bulundurulduğunda, AB-Türkiye ticari ilişkilerini belirleyen çerçevenin kapsamlı olarak yeniden incelenmesi gerekiyor.
- Örneğin hizmetler ve kamu alımları, mevcut AB-Türkiye ikili ticari ilişkilerinin çerçevesine dahil değil. Tarım sektörü de yalnızca tercihli imtiyazlara dayalı olarak kapsama alınıyor. Bu nedenlerle, AB-Türkiye ticari ilişkileri, genişleyen AB’nin daha iddialı bir ticaret politikasına yönelmesi sonucu kilit ekonomik ortaklarla yaptığı, daha derinlikli ve daha kapsamlı serbest ticaret anlaşmalarının gerisinde kalıyor.
Gümrük Birliği Anlaşması Ne Kazandırıyor
Yakın zamanda AB ve üçüncü ülkeler arasında yapılacak önemli serbest ticaret anlaşmaları da düşünüldüğünde, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, Türkiye’ye ekonomik reformlara odaklanma, rekabet gücünü geliştirme ve gelecekteki ticaret anlaşmalarıyla ilgili olarak entegrasyon potansiyelini artırma imkanı sağlayacak.
Avrupa Birliği, yeni bir girişim önerisinde bulunduğunda, öncelikle bir etki değerlendirme raporu yayınlayarak AB’nin bu faaliyetinin gerekip gerekmediğini ve alternatif politika seçeneklerinin potansiyel etkilerinin ne olacağını belirliyor. Bunun ardından Komisyon, Konseye müzakerelerle ilgili talimatları iletiyor.
Gümrük Birliği güncellemesi kapsamında Komisyon, Ağustos 2015 tarihinde bir yol haritası yayınladı. Bu yol haritasıyla, ikili ticari ilişkilerin geliştirilmesine yönelik muhtemel seçeneklerin değerlendirilmesi ve AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği’nin güncellenmesi amaçlandı. Yol haritası, taraflar arasında daha fazla ekonomik büyüme ve bütünleşme sağlayabilecek olasılıklara dikkat çekti.
Avrupa Komisyonu, Etki Değerlendirme Sürecinin (buna kamuoyu yoklaması da dahil) ardından, yol haritasının öngördüğü prosedürlere uygun olarak 21 Aralık 2016 tarihinde Konseye, Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik müzakerelerin Türkiye ile başlatılabilmesi için yetki talebinde bulundu.
Gümrük Birliğinin modernleşmesi, AB ile üçüncü ülkeler arasında ufukta görünen önemli ticaret anlaşmaları ile, Türkiye’nin ekonomik reformları uygulaması, rekabetçiliğini geliştirmesi ve gelecekte yapılacak ticari anlaşmalar konusunda entegrasyon potansiyelini artırması açısından bir fırsat olarak görülüyor.
Türkiye’nin revize edilmesini istediği başlıklar
- Türkiye’nin AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları’ndan eş zamanlı olarak yararlanmak,
- Gümrük Birliği’nin işleyişine ilişkin komitelere katılımının sağlanması,
- Tarım tavizlerinin karşılıklı olarak geliştirilmesi ile hizmetler ve kamu alımları alanlarında karşılıklı açılım yapılması,
- Anlaşmazlıkların çözümü için bir çözüm mekanizmasının temin edilmesi,
- Karayolu kotalarının kaldırılması, tır ve sürücülerine ‘serbest taşıma’ hakkı tanınması.
Konu müzakere edilip taraflarca üzerinde mutabakata varıldıktan sonra Gümrük Birliği güncelleştirilmesinin Avrupa Parlamentosu (AP) ve AB Konseyi tarafından onaylaması gerekiyor.
- Tüm bunlar gerçekleştiğinde;
- Türkiye’nin karşılaştığı haksız rekabet giderilecek,
- Gümrük Birliği kapsamı ve ticari entegrasyon artacak,
- Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ticaret artırılacak.
Ancak bu haksızlığın ortadan kaldırılması için yapılan müzakereler bazı AB ülkeleri tarafından pazarlık aracı olarak kullanılıyor.