Denizlerde ve okyanuslarda ya­şayan organizmalar iki büyük kate­goriye ayrılırlar.Yüzen hayvanlar (nekton) ve suda akıntılarla salınıp duran bitki ve hayvanlar (plankton). Plankton, suda bulunan, hareket yeteneği akıntıya bağımlı olan canlılara verilen genel isimdir. Genellikle mikroskobik boyutta ve oldukları varsayılsa da,denizanaları veya kopmuş yosunlar da okyanus bilimciler tarafından plankton olarak tanımlanır. Bitkisel planktonlara fitoplankton, hayvansal olanlarına ise zooplankton adı verilir. Göllerde, denizlerde ve akarsularda, hatta belirli şartlar altinda buzullarda bulunabilirler.

Pasif veya aktif hareket edebilirler. Suyun hareketiyle bir yerden bir yere sürüklenirler (pasif olarak)Kamçıları sayesinde ve eğer su tuzluysa veya sudaki partüküllere tutunarak hareket edebilirler (aktif) . Doğal döngünün sürekliliği için çok önemi olan özellikle su hayatında çok önemli bir yere sahip canlılardır. Balıkların beslenmeleri için, , balık yetiştiriciliğinde doğal yem olarak kullanılır. Yapay yemlerle beslenen balıklar lezzetli olmazlar oysa planktonlar sayesinde balıklar doğal lezzetine kavuşur. Planktonlar çok çeşitli bölümlerde sınıflandırılmaktadır. Bir çok balık planktonlarla beslenirler örneğin Rhincodon köpek balığı en büyük köpekbalığı olmasına karşın planktonları süzerek beslenir.Balinaaların da bazıları planktonlarla beslenirler.Ağzındaki süzgeçler sayesinde 2 ton kadar planktonu süzebilmektedir. Diğer bildiğimiz balıklarda solungaç dikenleri sayesinde sulardaki planktonları süzmektedirler.

Bazı büyük su yosunları (esmer yosunlar) dışında fitoplanktonu oluştu­ran milyonlarca bitkinin tümü ancak mikroskopla görülebilecek derecede küçüktür ve tek hücrelidir. Bunlardan bir damla suda yaklaşık olarak 500 kadar bulunur. En çok rastlanan türler diyatomeler ile peridinyenler’dir.

Hayvanlara gelince, bunlar da mi­nicik birhücrelilerden, iri denizanasına kadar değişir. Aralarında ‘kabuk­lular, balık yumurtaları ve çok sayıda kurtçuk bulunur.

Bütün bu organizmalar suda deği­şik biçimlerde durur. Sözgelimi ço­ğunda içi hava veya yağ dolu bir çe­şit «şamandıra» bulunur (sardalya yu­murtaları).