canlı bahis siteleriizmir bayan escortdeneme bonusu veren sitelerhttps://www.ertecongress.org/casino sitelerisweet bonanzacanlı casino sitelerislot sitelericasinoslot oynakuşadası escortmalatya escortporno film izle

Hakkında Bilinmeyen

Sultan Alp arslan kimdir





21 Ocak 2019 - 23:12












Metin Kutusu: ALPARSLAN 1029-1072

Anadolu’nun fethine öncülük eden Selçuklu sultanı.

Çağrı Bey’in oğlu. Büyük Selçuklu devletinin kurulduğu yoğun mücadele ortamında yetişti. Henüz 11-12 yaşla­rındayken Selçuklular’ın Gazneliler’e karşı büyük bir zafer kazandıkları Dandanakan Savaşı ‘nı yakından izledi. 13-14 yaşlarındayken Toharistan’ı ele geçirmeye kal­kışan Gazne Sul­tanı Mevdud’a karşı açılan sefe­ri yönetti. Daha sonra babası To-haristan’ın yöne­timini ona verdi. Burada kendi adını taşıyan ilk sikkeleri kestirdi.

Babasının 1058’de ölümü üzerine Horasan meliki unvanını kazandı ve büyük sultan unvanını taşıyan amcası Tuğrul Bey’e bağlı kaldı. 1059′ da Tuğrul Bey’e karşı ayaklanan üvey kardeşi İb­rahim Yınal’ın or­tadan kaldırılma­sında önemli rol oynadı.





1063’te Tuğrul Bey ölünce taht üze­rinde hak iddia eden öteki hanedan üyeleriyle savaşmak zorunda kaldı. Çocuksuz ölen Tuğrul Bey’in veziri Amidülmülk Kunduri, sultanın sağlı­ğında veliaht atanan Çağrı Bey’in kü­çük oğlu Süleyman’ı sultan ilan etmiş­ti. Ancak Türk beyleri bunu onaylama­dılar ve Alp Arslan’ı desteklediklerini bildirdiler. Bu sırada Arslan Yabgu’ nun oğlu Kutalmış sultanlığını ilan ederek Rey üzerine yürüdü, Alparslan büyük amcası İnanç Yabgu’nun ayak­lanmasın) bastırdıktan sonra Kutalmış’ a karşı harekete geçti. Onu Damegan yakınında ağır bir yenilgiye uğrattıktan sonra Rey’de rakipsiz olarak Selçuklu tahtına çıktı (1064). Sultanlığı Abbasi halifesi el-Kaim tarafından onay­lanan Alp Arslan Merv’deki yar­dımcısı Nizamül-mülk’ü vezir atadı.

Babasından miras kalan Ho­rasan ile amca­sından miras ka­lan İran ve Me­zopotamya’yı bir-leştiren Alp Arslan, bir yan­dan ülkesinin topraklarını Şii Fatımiler ve Hı­ristiyan Bizans’a karşı genişlet­mek isterken, bir yandan da do­ğuda Karahan-lılar ve Gazneli-ler’le savaştı. 1064’te Doğu Anadolu ve Gürcistan’a yaptığı sefer Ani’nin zaptı ve Kars’ın Selçuklu egemenliğini kabul etmesiyle sonuçlandı. Bu arada henüz on yaşın­da bulunan oğlu Melikşah da vezir Nizamülmülk’ün gözetiminde Van’ı ve çevresindeki kaleleri ele geçirdi. Alp Arslan kardeşi Kavurd’un kendisine karşı ayaklandığını öğrenince seferi yarıda bırakarak Kirman’a döndü ve
bağlılığın bildiren kardeşini bağışladı.





1065 sonlarında Ceyhun’u geçerek Türkistan’a yöneldi, büyük dedesi Sel-çuk’un mezarının bulunduğu Cend’e kadar ilerledi. Kıpçaklar’a boyun eğ­dirdi. 1066 ortalarında Merv’e döndü. Ertesi yıl yeniden ayaklanan kardeşi Kavurd’a karşı Kirman üzerine yü­rüdü, komutanlarından Çavlı’ya yeni­len Kavurd’u bir kez daha bağışladı.

Alp Arslan’ın doğu ile ilgilendiği bu yıllarda bağımsız Türkmen grupları Anadolu’da büyük çapta saldırılara gi­rişmişlerdi. Bunlardan bir bölümünün karargâhı Azerbaycan’da, bir bölümü-nıınki ise Yukarı Mezopotamya’daydı. Alp Arslan’dan kaçan Afşin 1067-1068′ de Kayseri, Nlkasar bölgelerine başa­rılı bir akın yapmış, sultanla arasını düzelttikten sonra ise Marmara kıyıla­rına kadar ilerlemişti. Türkler’in Ana­dolu’daki etkinlikleri Bizans’ta bir as­keri ihtilale yol açmış, 1068’de Türkler’. I durdurmaya kararlı Romanos Dio-genes imparator ilan edilmişti. 1068 İlkbaharında Menbic’i ele geçiren Ro­manos Diogenes, ertesi yıl Doğu Ana­dolu’ya yönelmiş, ancak gerideki sa-vunııiMM/ topraklarına Türk saldırıla­nın «ıntjtılloyomemişti.

1068’de ikinci kez Gürcistan sefe­rini > çıkan Alp Arslan Gürcü kralı Bag-rat IV’ü vergiye bağladı. 1070’te ise Şii Fatımiler’in elinde bulunan Mısır’ı ele geçirmek amacıyla Azerbaycan üze­rinden Bizans topraklarına girdi; Ma-ı ve Erciş’i zaptettikten sonra ‘ i»iyo’ye indi. Fatımiler’in elinde bulu­nan Halep’i uzun bir kuşatmadan son­ra »ıkiı. Mısır üzerine harekete geçtiği •ırada büyük bir Bizans ordusunun Doğu Anadolu üzerinden ülkesine doğru İlerlediğini Öğrendi. Hızlı bir yürüyüşle Fırat’ı geçerek Diyarbakır üzerinden Ahlat’a geldi. Türkleri Orta Asya’ya sürmeye kararlı olan Romanos Diogenes’in çeşitli ırklardan derlenmiş paralı askerlerden oluşan ordusu 200.000 kişiyi buluyordu. Ordu­sunun bir bölümünü Suriye’de bırakan Alparslan’ın kuvvetleri ise 50.000 ka­dardı. Malazgirt kalesi önündeki Rah-va düzlüğünde 26 Ağustos 1071 günü yapılan savaşta Alp Arsian Bizans’ın sayıca üstün, ama hantal ordusunu kesin bir yenilgiye uğrattı. Esir düşen Romanos Diogenes ile bir antlaşma yaparak ülkesine dönmesine izin ver­di. Antlaşmaya göre imparator, 360.000 dinar yıllık vergi ödeyecek, daha önce İslamlar’ın elinde bulunan Antakya, Urfa, Menbic, Ahlat ve Ma­lazgirt kalelerinin Selçuklular’a ait ol­duğunu kabul edecek, istendiğinde as­ker gönderecekti. Ancak Romanos Diogenes’in tahttan indirilerek gözleri­ne mil çekilmesi bu antlaşmayı hü­kümsüz bıraktı. Bunun üzerine Bizans askeri gücünün kırılmasından yarar­lanan Türkmenler Anadolu’nun fethine başladılar. Anadolu kısa bir süre son­ra bir Türk yurdu durumuna geldi.

1072’de Alparslan Ceyhun’u ge­çerek Karahanlılar arasındaki anlaş­mazlıklara son vermek için yeniden Türkistan seferine çıktı. Bu sefer sırasında, bir süre direndikten sonra ken­disine teslim olan Barzam kalesinin muhafızı tarafından hançerlenerek öl­dürüldü.

Malazgirt zaferi ile Anadolu’yu Türkler’e açan Alp Arslan öncelikle büyük bir komutandı. Amcası Tuğrul Bey’in kurduğu imparatorluğu yeni fe­tihlerle genişletti.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.